Kiyi seridinden 60m uzakliktaki suni bir ada uzerine oturuyor muze. 5 adet kopru uzerinden muzeye gecebiliyorsunuz. Hilal seklinde dalgakiran da muze icin insaa edilmis. Hilal `imiz daha sonra Emiri Marina olarak hizmet verecek. Muzenin bir ada uzerinde olmasi gercekten romantik bir hava katmis. Muzenin insaati acisindan asilmasi gerekli en onemli muhendislik sorunu da, yazin yukselen su seviyesi. Gel-git ciddi boyutlarda.
Disaridan ilk bakildiginda 5 +1 adet sekizgenimsi prizmanin ust uste bindirilmesinden olusan fazla kompleks olmayan bir yapi gibi gorunsede, icerideki atrium `un guzelligi tartisilmaz. Kiyiya bakan guney cephede hemen hemen hic cam yok, Kuzey cephede ise cok buyuk bir aciklikta olmasada hakim facade elemani cam ve ustune giydirilmis, islami motifli demir parmakliklar. Parmakliklarin sokumu cok zor ve bu yuzden cam cephenin temizlenme seneryosu henuz muallakta. Simdiden paslanmis bu demirlerin o yukseklikte nasil sokulecegi mechul...Muzeye giris resimde gorulen genisss avludan yapiliyor.Avlu&manzarasi muzenin benim icin en hos kisimlarindan biri... Avludan bir kare ...
Avlu...
Avlu...
Halen avludayiz.. Tavan dikkatinizi cekmistir. Mimari beton dedikleri, kaliplari Dubai de ozel olarak imal edilmis, beton dokulmeden once son kontrolleri ancak kalip uzerinde coraplarinizla yuruyerek yapabileceginiz hassasiyetde bir beton imalati urunu....
Avludan iceri devam ettigimizde, muzenin gobegi atriuma gecmis buluyorsunuz kendinizi. Tum muze dis cephe ve ic mekanlarda cok entrasandir ama sadece 2 renk tas kullanilmis. Su an calistigim proje, muzeye gore bu acidan cok renli olucak. Sayet, sari-mavi –yesil deriler, yesil-bordo-mozaik mermerler bizim projede cirit atiyo. Bu iki renkle koca bir eseri tamamlamak bence cok buyuk bir basari. Sadeligin guzelligi… Muzenin disi olsun, ici olsun bu iki renk sayesinde dingin, anitsal bir hava kazanmis.
Atriumda alt kattan resimlemeye calistigim helezon merdivenlerin henuz korkuluk imalatlari devam ediyor. Merdivenin her yapida, siradan bir iki katli evde dahi cok onemli bir unsur oldugunu dusunuyorum. Ortada birlesen helezon merdivenleri gercekten cok begeniyorum. En son Beylerbeyi Sarayi `nda da boyle bir merdiven vardi ve salona kattigi hava beni cok etkilemisti. Muze `nin atriumunda da boyle bir merdiven olmasi cok hos. Teknik olarak incelendiginde ise Merdivenler yerinde tek seferde dokulerek imal edilmis. Merdiven sag ve sol kanatlarin birlestigi kotta sade ama etkileyici bir `chandelier` (avize) konulmus. Tasiyici askilari atriumun en ust kotundaki cati elemanlarina sabitlenmis. Henuz askilar gorunur vaziyette ama goz zevkimize uygun bir kamuflaj yapilacagi kesin.
`merdiven ve chandelier` yukaridan bakis
Atrium ana hall `den yukari katlara bakis
5. kattan asagi kusbakisi..
Cumbali cam cephe ve cati birlesimi...
En ust kat, asansor ile ciktigimiz 5.kattan atriumu, chandelier askilari ve favorim merdiveni bir karede toplamaya calistim. Ustten asagi, asagidan yukari catiya ait fotolar tum anlatilanlari ozetler umarim.
Bir sey daha onemli muzenin mimarisinde: Isik, tek bir kucuk delikten giriyor ve alt katlara genisleyerek dagiliyor havasi verilmis. Iste 5+1 tane sekizgenin en ustundeki kucuk sekizgenin celik catisinin iceriden goruntusu...
Iste muzenin cikilmasi yasak bolumu, korkuluksuz bir terasa cikariyor bizi tevfik. Muzenin tum kuzey cephesinin, tum odalarinda bu manzara var.. Col firtinasi haftasinda oldugumuz icin, bu ciplak terasta dengeyi ancak uc notkadan yere basarak saglayabiliyorum.
Cevre duzenlemesi henuz tamamlanmadigi icin su an insaat asamasinda muzenin disindan fotolar cok sasali gelmeyebilir, burasi da ana yaya ve arac giris yolu olucak. Emir`in parlemento sarayinin gorus alanina giren bu giris kapisindaki palmiyelerin hikayesi tam bir `mimar` zekasi(!) urunu.. Palmiyeler arabistandan ithal edilmis. Hepsinin boyu ve caplari ayni olsun istenmis ve qatar `da ayni capta palmiye bulamamis mimarlarimiz. Yapilan derin arastirmalar sonucunda, gorunuste kusursuz surusune palmiyeler tek tek dikilmis muzemize. Ancak, agaclarin saglikli/hastalikli oldugu gercegini arastirmak sirketimiz mimari tarafindan atlanilmis. Emir`in sıkı kontrolunde olan muze santiyemizde bu gercek ifsa edilmeden, gece operasyonlari ile hastalikli palmiyeler Emir`in uyku saatlerinde sökülmüş ve tekrar yenileri ile degistirilmis. Yururken etrafta kuru/ölü palmiyelerin nerden geldigini de boylelikle anlamis oluyoruz.
Iste ana giris kapisi....
Giris koprusunun saginda ve solundaki doha manzarasi.. Sol tarafta `Fisherman harbour` ve gunesin batisi...
5 comments:
ozge bee, bel yine acikta...
dusuk bel modasi orda da mi var???
bir an once donmen ve su Katar macerasini sonlandirman icin dua ederken, hic degilse haftanin bir gunu gezdigini ve keyif aldigini gormek beni cok mutlu ediyor.
bir an once, artik evine don istiyoruz.
Aziz abi, temiz camasir kalmamis, ne bulduysak artik gecirdik uzerimize.. Bekarlik gunlerinden hatirlarsin ..
canimcim yaaa. ne guzel bir agizla anlatmissin. Gercekten bu islerin adami oldun sen, bana da ogretir misin bu havali cumleleri :) Bak mimar olcaz dedik ama agzim hala laf yapmiyor :(
bu arada burasi su anda santiye halinde yanlis anlamadiysam.. O zaman siz nasil oradaydiniz? Burayi siz mi yapiyorsunuz, anlayamadim o kismini..
Tekrardan eline, agzina saglik, cok keyifli anlatiyorsun.. Ve de sanki keyif aliyormussun gibi gorunuyor oralardan, en azindan tatil anlarindan.. Aziz abinin tersine, tamamen somur oralari da oyle gel diyecegim ben, cok de acele etme yani, tabii keyfin yerindeyse...
Evet canim, BAYTUR `un doha`daki ilk isi bu islami muze olmus. BAYTUR mensubu oldugumuz icin elimizi kolumuzu sallaya sallaya giriyoruz ama simdilik.. Is teslim olunca artik ingilizler isletir, araplar da kullanir.. Biz? haydi baska santiye:)
Post a Comment